Bir önceki yazımızda 2007 ve 2011 seçim sonuçlarını nasıl elde ettiğimizi anlatıp her partinin ilçe bazındaki oy oranı değişimlerini incelemiştik. Bu yazıda ise daha ilginç bir soruyu cevaplamaya çalışacağız. O da “2007’den 2011’e seçmen tercihleri ne yönde değişti?” Cevabımızı hızlıca görmek isterseniz aşağıdaki görseli inceleyebilirsiniz. Bu görseli oluşturmamızı sağlayan partiler arası oy kayması sonuçlarını nasıl elde ettiğimizi öğrenmek için ise yazımızın devamını okumanızı öneririz.

 

2007'den 2011'e partiler arası oy kaymaları

 

Şimdilik örnek basit olsun diye seçim sisteminde sadece üç parti olduğunu varsayalım, A, B ve C partileri. Bizim merak ettiğimiz değerler 2007’de A partisine oy veren seçmenlerin ne kadarının 2011’de de A partisine oy verdiği ve ne kadarının oylarını B partisine ya da C partisine kaydırdığı. Aynı soruları B ve C partileri için de sormak mümkün. Cevap aşağıdaki gibi bir oy transfer tablosu olacaktır:

A B C
A 92.5 3.5 4
B 10 60 30
C 0.1 0.9 99

 

İçini göstermelik değerlerle doldurduğumuz bu tabloda her satır ve sütundaki hücrenin içindeki sayı, bir önceki seçimlerde o satıra karşılık gelen partiye oy verenlerin yüzde kaçının son seçimde o sütuna karşılık gelen partiye oy verdiğini gösteriyor. Örneğin A satırının C sütunundaki değer %4 olduğuna göre bir önceki seçimlerde A partisine oy vermiş seçmenlerin %4’ü son seçimlerde C partisine oy vermiş, diyebiliriz. Bu örnek analizimizde A ve C partilerinin bir önceki seçimde kendilerine oy veren seçmen tabanını koruduklarını görüyoruz (A satırı ve A sütunu %92.5, C satırı ve C sütunu ise %99). Buna karşın B partisi kendisine daha önceden oy veren seçmenlerin büyük kısmını kaybetmiş. Bir önceki seçimlerde B partisine oy verenlerin %10’u A partisini, %30’u ise C partisini tercih etmiş.

Gelelim gerçek hayata. Elimizdeki veriye göre — kullanılmayan oyları ve bağımsızlara atılan oyları da iki ayrı partiye atılmış gibi düşünürsek — 2007’de seçimlere giren parti sayısı 16, 2011’de seçimlere giren parti sayısı ise 17. İşleri kolaylaştırmak için 2007’den sadece Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Cumhuriyet ve Halk Partisi (CHP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Demokrat Parti (DP), Genç Parti (GP), Saadet Partisi (SP), bağımsızlar ve oy kullanmayanları  ele aldık, geri kalan tüm partileri diğerleri adıyla tek bir parti gibi düşündük. 2011 için ise AKP, CHP, MHP, bağımsızlar, oy kullanmayanlar ve diğerleri şeklinde 6 parti kullandık. Buna göre içini doldurmaya çalıştığımız oy transfer tablosu  sekiz satırlı ve altı sütunlu oldu.

Peki bu tablonun içini nasıl dolduracağız? Genel kabul gören yöntemlerden birisi araştırma şirketleri aracılığı ile insanlara doğrudan “2007’de hangi partiye oy vermiştiniz; 2011’de hangi partiye oy verdiniz?” diye sormak. Düzgün yürütüldüğü zaman sorunun kaynağına inip çok değerli sonuçlar üretse de, bu tür anketlerde insanların genel olarak en son kazanan partiye oy verdiğini söyleme, oyunu değiştirmiş olsa dahi değiştirmediğini söyleme, radikal partilere oy verdiğini saklama ve hatta oy vermediği halde sorulara oy vermiş gibi cevaplama eğilimleri olduğu biliniyor.

Ankete dayalı yöntemi tamamlayan, veri odaklı bir yaklaşım nasıl olurdu? Tek tek insanların tercihlerini bilmiyoruz ama ilçe bazındaki oy değişimleri bize partiler arası oy kaymaları hakkında bir fikir verebilir. Örneğin Karşıyaka’da CHP’nin oy oranı %42’den %63’e fırlarken AKP ve Genç Parti’nin toplam oy kaybının %14’ü bulması bize bir ipucu veriyor olmalı. Ya da Bolu’nun Yeniçağ ilçesinde AKP’nin oy oranı neredeyse 12 puan yükselirken (%63.41’den %75.2’ye), Saadet Partisi’nin oy oranının 8 puan birden düşmesi (%13.37’ten %5.17’ye) başka bir ipucu. Bu tür birbirine bağlı artış ve azalışların olduğu ilçelere bakarak bir fikir yürütmek mümkün.

Çoğu zaman bir ilçede iki ya da üç partinin birden oyu azalırken başka iki ya da üç partinin de oyu yükseldiği için hangi ikili arasında anlamlı bir oy transferi var anlamak zor. Bu zorluğu aşmak için matematiksel olarak biraz gelişmiş teknikler kullanmak gerekiyor. Grupların topluca yaptıkları tercihlere bakarak tek tek bireylerin tercihlerini tahmin etmeye çalışan bu yöntemlere literatürde genel olarak ekolojik çıkarım (ecological inference) ismi veriliyor. Biz bu analizimizde 1997’de Harvard, Pittsburgh ve Northwestern üniversitelerindeki araştırmacılar tarafından önerilen ve yakın zaman önce İtalya’da 2006-2008 seçimlerindeki oy kaymalarını inceleyen bir çalışma tarafından da kullanılan bir yöntemi tercih ettik. Bu yöntem bir önceki paragraftakine benzer çok sayıda ilçe için yapılmış gözlemlere dayanarak hangi partiden hangi partiye ne kadarlık bir oy kayması yaşandığını tahmin ediyor.

Sonuçları vermeden önce yapmamız gereken son bir uyarı, cevap aradığımız bu soruya kesin ve yanılmaz cevap veren bir yöntemin olmadığı. Ankete dayanan yöntemlerin dahi yanılabildiği bu konuda sadece ilçe bazındaki sonuçlara bakarak bireylerin tercihlerindeki değişimi tahmin etmek oldukça güç. Mesela bu yöntemle ilgili literatürde bilinen bir sıkıntı, genel olarak parti sadakatini – yani oyunu değiştirmemiş seçmen oranını – olduğundan yüksek tahmin etme eğilimi olması. Dolayısıyla verdiğimiz sonuçları kesin cevaplar olarak değil ancak anketlere dayanan sonuçlarla beraber yorumlanması gereken ve hassas oranlardan çok genel eğilimleri yansıtan sayılar olarak ele almak daha doğru olacaktır.

Gerekli tüm detayları ve uyarıları aradan çıkardığımıza göre 902 ilçe üzerinden yaptığımız analizin özetini yukarıda verdiğimiz görsel ile birlikte yeniden inceleyebilirsiniz. Analizimizin sonuçlarını aynı zamanda bir tablo olarak da veriyoruz.  Kayda değer bir oy kayması yaşamadıkları için oy kullanmayan grup ile diğer partilerin sütununu tabloda göstermiyoruz.

AKP CHP MHP BAĞIMSIZ
AKP 92.56 0.13 2.84 0.23
CHP 0.15 99.02 0.10 0.06
MHP 17.60 7.58 71.45 0.16
BAĞIMSIZ 0.00 0.00 0.00 99.63
DP 33.43 15.35 13.98 4.60
GP 8.93 84.30 0.80 0.54
SP 60.20 1.14 7.75 0.72
KULLANMAYAN 3.10 3.80 1.88 5.26
DİĞER 52.09 3.80 3.77 0.23

 

Tabloyu ilk satırdan başlayarak okuyalım: 2007’de AKP’ye oy verenlerin %92.56’sı yeniden AKP’ye oy vermiş. Diğer tercihler arasında %2.8 ile MHP göze çarpıyor. CHP’ye %0.1, bağımsızlara ise %0.2’lik oy kayması söz konusu. Buna göre AKP seçmeninin parti sadakatinin oldukça yüksek olduğu söylenebilir.

2007’de CHP’ye oy verenlerin %99’u 2011’de yine CHP’ye oy vermiş. Diğer partilere, sözünü etmeye değecek bir kayma yok. Bu sonuç, CHP’nin 2007’de zaten başarılı olduğu ilçelerde 2011’de daha da başarılı olduğu gözlemiyle birleşince, CHP’nin tabanında bir kayıp yaşamadığına dair daha da kesin bir kanıt oluyor.

2011’de %1.28’lik bir oy kaybı yaşayan MHP’ye 2007’de oy veren seçmenin sadece %71.4’ü yeniden oy vermiş. MHP’den ayrılan oyların adresi ise %17.6 ‘lık oran ile AKP ve %7.6’lık oran ile CHP olmuş.

Oy tabanını koruyan başka bir oluşum ise bağımsızlar. 2007’de bağımsızlara giden oyların %99.63’ünün 2011’de yine bağımsız adaylar için kullanıldığını görüyoruz.

2007’ye oranla en yüksek oy oranı kaybını yaşayan parti DP. 2007’de %5.42’lik oy oranına sahipken 2011’de %0.65 ile neredeyse sandıktan silinen bu parti 2007’de kendisine oy veren her 20 seçmenden sadece birisini korumayı başarmış. DP’den kaçan oyların diğer partilerin oy oranlarına çok ciddi etkisi olduğu açık. Burada en büyük pay %33.43 ile AKP’nin. Ancak hem CHP (%15.35) hem de MHP’nin (%13.98) DP’den ayrılan oylar için AKP’ye ciddi birer alternatif oluşturabildiğini görüyoruz. Burada not düşmemiz gereken diğer bir konu da GP ve MHP’den gelen oylar dışında CHP’nin merkez sağ olarak düşünülebilecek kesimden elde ettiği en önemli oy oranının DP tabanından gelmiş olması.

2011’deki seçimlere katılmayan Genç Parti’nin 2007’deki oy oranı %3.03’tü. Bu seçmenin 2011’deki tercihleri %8.9 ile AKP ve %84.3 ile CHP olmuş. Başka deyişe 2007’de GP’ye oy veren her yüz seçmenden 84’ü CHP’ye, 9’u ise AKP’ye yönelmiş. Sadece GP’den gelen oyların CHP’nin ülke çapında gösterdiği 5 puanlık artışın yarısını açıklayabileceğini not düşelim.

2007’de aldığı %2.34’lük oy oranı 2011’de %1.24’e düşen Saadet Partisi’ne oy veren seçmenlerin 2011 tercihlerinde en büyük pay AKP’nin: tam %60.2’lik bir oy kayması söz konusu. Dikkate değer diğer bir adres ise %7.75 ile MHP olmuş. Tercihini yine SP’den yana kullanan seçmenlerin oranı %22.4.

Şu ana kadar gördüğümüz sonuçları şöyle özetleyebiliriz:

1) AKP, 2007’de bağımsızlar ve CHP’ye oy veren seçmen hariç diğer tüm partilerden az ya da çok oy kazanmayı başarmış. Bu bir önceki analizimizde değindiğimiz gibi AKP’nin ülke genelinde hemen her ilçedeki seçmenlere hitap eden bir parti olduğuyla uyumlu bir gözlem.

2) CHP’nin çekirdek tabanını koruduğunu ve, AKP hariç,  sağ tabana sahip denebilecek diğer partilerden (Genç Parti, DP, ve MHP) seçmen kazandığını görüyoruz. Geleneksel CHP tabanı dışında olduğunu tahmin ettiğimiz bu seçmen grubu sayesinde gözlenen kıpırdanma ne ölçüde başarı sayılmalı, bu öznel bir karar. Ama değişik mecralarda dile getirilen CHP’nin tabanından uzaklaştığı iddiasının tamamen temelsiz olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Genç Parti’den gelen oylar CHP’deki artışı kısmen açıklıyor ama kendi başına yeterli değil.

3) Oy oranı sadece %1.28 düşen MHP’de aslında derin suların pek durgun olmadığını, 2007’de kendisine oy veren her on seçmenden üçünü kaybettiğini ancak bu kaybı AKP, DP ve SP’den gelen yeni seçmenlerle telafi ettiğini gözledik. Tabanda yaşanan bu kaymayı sadece ülke çapındaki oy oranlarına bakarak yakalamamız mümkün değildi.

4) Bağımsızlara oy veren kitle büyük oranda değişmemiş. Ne diğer partilerden bağımsızlara ne de bağımsızlardan diğer partilere ciddi bir oy kayması gözledik.

Son olarak, ilçelerdeki seçmen sayılarındaki artışın ne kadarı iç göçten kaynaklanıyor, ne kadarı ilçelerin kendi nüfus artışından dolayı bilemediğimiz için ilk defa oy kullanan seçmenlerin tercihlerini analiz edemedik. Eğer bu soruya da anketlere ek olarak veri odaklı bir çözümünüz varsa duymak isteriz. Yorumlarınızı ve önerilerinizi merak ediyoruz.

2011 seçim sonuçlarını incelemeye devam edeceğiz. Takibi bırakmayın ve analizimizi beğendiyseniz sosyal medyada paylaşmaktan çekinmeyin.

3 thoughts on “2011 Seçim Analizleri – 2 (Partiler Arası Oy Kaymaları)”

  1. Merhaba, elinize saglik.
    Salt data uzerinden bir analiz yaptiginizi anlayarak bir baska uzanti onerecegim. (Deterministik kismini tahmin edebiliyorum, ama istatistik kismi ile ilgili ne tur kabullerde bulundunuz bilmiyorum, soru biraz gereksiz kacabilir kullandiginiz yonteme gore)

    Eger biraz (subjektif de olsa) insan beynini bu analize katarsaniz sonuclarin nasil degisebilecegini merak ediyorum.

    Kiyi Ege ve Akdeniz’deki MHP-CHP secmen geciskenligi, Orta Anadolu ve Karadenizdeki AKP-MHP secmen geciskenligi insan beyni tarafindan farklandirilabilen olgular. Buna ornekleri cogaltabiliriz. Guneydogu ve Dogu’da, “cekirdek” Kurdistan olarak gorulen bolge ile Sirnak Hakkari gibi Kurt Ozgurluk Hareketinin salt kuvvetli oldugu bolgelerde dahi AKP-BDP geciskenligi farkli bir mekanizma gibi gorunuyor.

    Eger Turkiye’yi birkac bolgeye bolersek sonuc nasil degisir?
    Gozlemlerime gore secmen davranislarinin farklilastigi ve bolge ici uniformite gosterdigi soyle bolgeler var: (i) Kiyi Ege+Trakya+Akdeniz, (ii) Marmara’nin geri kalani, (iii) Ic Ege+ Orta Anadolu, Karadeniz+ Dogu Anadolu’nun Kuzeyi ve Batisi, (iv) Kurt Hareketi’nin kuvvetli oldugu iller.

    Bu ayristirmaya, buyuk metropolleri, icinde bulunduklari bolgelerin kirsalindan ayirip ayri bir kume olarak ekleyip 5. bir bolge daha olusturulabilir.

    Uyguladiginiz yontemin tahmin mekanizmasinda her ilcelerdeki oy hareketi ile ulke capindaki oy hareketi arasinda korelasyonu odullendiren bir skor var mi bilmiyorum. Eger varsa, bu alt bolgeleri ayri ulkeler gibi alarak, bu tur bir korelasyonu daha anlasilabilir kilabilirsiniz. (Deterministik + Istatistik yontemde, istatistik kismindaki dagilima bir nevi kabuller eklemek bu bahsettigim).

    Eger 4-5 ayri ulke varmis gibi birey davranisi modellenip, daha sonra ulke genelinin toplamina uygulanirsa sonuc farkli cikabilir mi? Cikarsa daha anlamli olur mu sizce?

Comments are closed.